Canınız kadar sevdiğiniz, her biri bir gül olan çocuklarınıza canan olurum. Cahillik illetini eğitimle tedavi eden, karanlığa ışık, simalarda tebessüm, acılara merhem, hayatlara yön veren, gönüllerde iz bırakan ışık huzmesiyim. Memleketin alın yazısını yazan kalem, kutlu yolun yolcularına rehber, gelecek aydınlık yarınları inşa eden mimar, düşlerinizin yegâne kahramanıyım ben. Ben öğretmenim.
İnsanlık tarihi kadar eski ve zamanın sonsuzluğu kadar ebediyim ben. Geçmişi öğretir geleceği kurgularım. Bedir’den Çanakkale’ye, tarihte kazanılan zaferlere bakın, beni göreceksiniz. İbrahim Hakkı Hazretlerinin vefasında, Büyük İskender’in kıymet bilişinde, Fatih Sultan Mehmet’in saygısında, Yavuz Sultan Selim’in sevgisinde gizliyim ben. Ben öğretmenim.
Her şeye bir bedel biçebilirsiniz ama bana ve benim yetiştirdiğim nesillere asla. Heykeltıraşın mermeri ince ince işlemesi gibi işlerim çocukları ve gönüllerini. Her çocuk bir gül, her okul bir lalezar ve ben de bahçıvanıyım o gül bahçesinin. Elimdeki hamur gibidir onlar ve en güzel desenli pastaları yaparım o hamurlardan. Elimin değdiği nesiller medeniyetin zirvesi, elimin değmediği nesiller ise ya esir ya da sefil olurlar bu âlemde. Sadece harfleri, sayıları, yazı yazmayı ve okumayı değil, onlarla bir hayat kurmayı öğretirim çocuklara. İçlerindeki gizli hazineleri keşfeder ve onları o hazinelerin sultanı yaparım. Dünya üzerindeki mesleklerin en onurlusu ve en şereflisidir benim mesleğim. Ben öğretmenim.
Siz geleceğe ait umutlar beslersiniz gönlünüzde, ben o umutları nesillerinizde gerçekleştirir sunarım size. Siz küçük bir kalp verirsiniz bana, ben ona dünyayı doldurup iade ederim size. Siz çorak topraklardan ümidinizi kesersiniz, ben onların bağrında nehirler akıtırım. Siz karanlığa lanetler okurken, ben yıldız olurum karanlık göklerinize ve kandil kandil aydınlatırım zifiri karanlıkları. Siz geçici görürken şu fani dünyayı, ben onu ebedi hayatlara beşik yaparım ninnilerimle ve ebedileştiririm gönül dünyanızda. Siz bir neslin devamı gibi görürken evlatlarınızı, ben kutsal bir emanet gibi alır, özenle büyütür ve sunarım sizlere işlenmiş bir taş gibi, mücevher gibi. Siz fırtınalarında savrulurken acımasız hayatın, ben sığınmanız için kitaplardan limanlar yaparım size kurtulasınız diye. Siz çaresiz boğuşurken karanlıklarla, ben fecre çeviririm o karanlıkları bilginin yardımıyla. Siz olumsuzlukların gölgesinde ümidinizi keserken hayattan, ben bütün kusurları muhteşem bir manzaraya çeviren mehtap gibi doğarım ümitlerinize. Üzerinize kâbus gibi çöken bulutlardan dünyanız karardığında, ben gökkuşağı gibi sararım duygularınızı ve yeniden canlandırırım hayallerinizi. Apansız gelen musibetler karşısında nefessiz kaldığınızda ve uçuruma dönüştüğünde sessizliğiniz, gönüllere baharı getiren ben olurum efsunlu kelimelerle. Ben öğretmenim.
Bilirim zorluğunu mesleğimin. Bir meltem gibi esmem gerektiğini bilirim yaralı yüreklere. Düş kırıklıklarına umutlar olmam gerektiğini de bilirim. Her yanlışımın bir dünyayı harap ettiğini bilirim öğrencilerimin hayatında. Bilirim her daim heyecanımı taşımam gerektiğini yüreğimde ve onunla sulamam gerektiğini çorak gönülleri. İbrahim gibi ateşleri gül bahçesine çevirmem gerektiğini de bilirim, Yusuf gibi kuyularda hayat biriktirmeyi de. Eyüp gibi yaralara sabretmeyi de bilirim, Yunus gibi balığın karnında Yaradan’ı tespih etmeyi de. Köy köy dolaşırım dünyayı ve ilmek ilmek dokurum insanlığı gelecek adına. Kelime anlamı dışında bir anlamı vardır adımın. İşim, hayat tarzımdır benim. Sınıfta hayat, toplumda huzur, ülkede barış, dünyada örnek insanım ben. Ben öğretmenim.
Vazifemin kutsallığı karşısında çok şey talep eden değilim ben. Aza kanaat ederim ben. Öğrettiğim her harfe kırk yıl değil kırk yılda bir övgü yeter benim gönlümü almanıza. Neleri paylaşmadınız ki benimle. Sevinçlerinizi, hüzünlerinizi, dertlerinizi, başarılarınızı. Ayrılıklarda birlikte gözyaşı döktük sizinle. Dualarımda hep siz oldunuz ıssız gecelerde. Küçük kalplerinize büyük sevgileri birlikte sığdırdık. O sevgiden bir damla yeter benim gönül dünyamı doldurmaya. Bir damla olsun ama her gün olsun olmaz mı? Hayatınızın her gününü dolduran biri iken, ne olur beni hayatınızda bir güne sıkıştırıp üzmeyin. Ben Öğretmenim.
Kamil Çakır.